30.4.12

Single



"Bu ilişkiden hayır gelmez, we're single." demem üzerine sadece on beş gün geçmiş, ama üzerinden on beş hafta geçmiş gibi hissediyorum. İyi mi, kötü mü bilemedim a dostlar...

27.4.12

"Spekülatif düşlerin spazmı var."

O kadar "bahar gelsin, bahar gelsin" dedim; ne oldu? Hafta sonları işe gidiyorum, hafta içi okula gidiyorum, paper yazmakla boğuşuyorum, çeviri yetştirmem gerekiyor, baharda ilişkim bitti, bir de "hastalık havası" gazisi olup hasta da oldum. Cliché oldu ama: "April is the cruelest month" o kadar!

I am looking forward to seeing May Day!
( I am Keeping Calm and Carrying On)




"BAKARSIN UMDUĞUNDAN İYİ GEÇER YAZ..."

" ÖPTÜM... "

güzellik




Ceyda adında bir kızdan çaldım.

26.4.12

Gizem'in Yeri: tatil

Gizem'in Yeri: tatil: Canım nasıl tatil çekiyor belli değil sevgili izleyiciler. Deniz, kum, güneş üçlüsünün vakti çoktan gelmedi mi artık? Bir soğuk, bir sıca...

23.4.12

İstanbul

Canım tatile mi çıkmak istiyor, yoksa İstanbul'a tekrar mı yerleşmek istiyorum bilmiyorum; ama biri beni bu şehirden çekip alsın lütfen! Boğuluyorum...


22.4.12

Demokrasi Gemisi


Filika önceliği,
halkın egemenliğine ve çocuklaradır.


Dün

Onu özlediğimi daha çok hissettim, yani şöyle düşünün işletim sisteminde arka planda çalışan programlar hissedilmez ya özlem de öyle bir şey, ama bazen kullanımda olan program gibi olur; dün de özlem, kullanımda olan bir program gibiydi. Birini özlediğinizde, sanki kokusu orada olacakmış gibi burun kanatlarınız açıla açıla, içlene içlene nefes alırsınız. Otobüste, inmeme yakın ben de öyle öyle nefes almaya başladım ve dışarı baktığımda onu gördüm...

Özlemenin bu kadar hissedilmesi her insanı yakar, ama onu görünce hafifleyemedim. Yoldan geçen bir adamdı o. .... Çarçabuk telefona sarılıp "seni gördüm bekle beni" deyip de otobüsten çabucak inip sarılacağım bir konumda değildi maalesef. ... Sanırım ona küsmüşüm...


O moral bozukluğuyla eve gitmek istemedim, tek başıma da olsa bir kafeye gidip bir şeyler yemeli, içmeliydim. Onun en sevdiğim arkadaşını aradım, Allah'tan müsaitti. Önce havadan sudan, sonra da biraz ondan konuştuk ve  onu gördüğümü söylemedim, belki de söyleyemedim...

20.4.12

Biliyorum ki;

... battaniyenin altında tekrar 2lenene (pardon 1leşene) kadar, böyle görseller içimi cızzzzlatacak.

19.4.12

Peynir-Deterjan ilişkisi biterse...


Bakkallar mini-market oldu, mini-marketler yetmedi, süper oldu, mega oldu, hiper oldu (Bunların hangisi daha büyük, bir fikrim yok!)

Ebeveynler perdeyle bölünmüş bir odada çiftleşirdi; ebeveyn odası ayrıldı, çocuklar oturma odasında ya kanepede ya da yer yatağında hep birlikte uyudu. Evler büyüdü, kız kardeşler ayrı odada, erkek kardeşler ayrı odada uyudu. Evler daha da büyüdü, her çocuğa bir oda verildi. Bencil tabiatlı insanın bencilliği körüklendi, yabancılaşma da...

Bakkallar büyüdü, evler büyüdü; beyaz peynire deterjan kokuları sinmez oldu. Muftak neresiiiiii, banyo neresiiiii... Şarküteri reyonu neresiiiiii, deterjan reyonu neresiiiii... Beyaz peynirinize deterjan kokuları sinmiyorsa, sinemiyorsa; mutsuz olma ihtimaliniz daha yüksektir.

Yalan mı?

16.4.12

It's over.

Has uşaktan ayrıldım dün akşam. Aslında ipler bir hafta öncesinde kesilmişti, geçen hafta üzgündüm; ama dünden beri bir rahatlık var içimde ve kafamda kendimle ilgili sorular... İlişki denen şey, bana da mı ağır geliyor acaba? Sıkılıyor muyum? Benden iyi bir sevgili olur, garantisini verebilirim; ama benimle tıkırında giden bir ilişki yaşanır mı, bilemiyorum.
Hüngür hüngür ağlamam gerekirken içimde "özgürlük" naraları yankılanıyor şuan. Ben bile kendimi tanıyamıyorum. 

Bir de şunu deneyimledim: Bir ilişkide gerektiği zaman anaç olabilsem de "anne" olmak istemiyorum. Ne zaman olur veya olur mu olmaz mı bilmiyorum ama bir sonraki ikili ilişkime başlamadan önce, karşımdakinin gerçekten büyüyüp büyümediğine, ilişki sorumluluğu alabilip alamadığına ve iletişim problemi olup olmadığına odaklanacağım. Pek anlayışlı olabilsem de, benim de sabrım bir yere kadar. Bir insanı değiştirmek, single olmaktan daha zor; hem niye insanların tercihini değiştireyim ki...

Bir de şunu fark ettim: Üzüntü eşiğim iki sene önce folofoş olmuş. "Aaaah ölüyorum, onsuz yaşayamam" halleri bu şehre döndüm döneli hiç uğramadı bana.

Bu konularda tek üzüntüm - aslında üzüntü değil endişe - kafama ve ruhuma göre birini bulamayacakmış gibi hissetmem... O zaman kalbimle değil de ruhumla aşık olurum işte.

Has uşakla dolu dolu geçen dokuz haftada edindiğim güzel tecrübeler yanıma kâr kaldı; iyi oldu. Müteşekkirim kendisine.